4. Evre Hemoroid Tedavisi
Son evrede olan bu hemoroidlerin tedavasi sonrası hafif ağrılı bir süreçte olsa ertesi gün normal hayatınıza devam edebilirsiniz.
Evre hemoroidlerin tedavisinde genellikle cerrahi tedavi ve doppler tedavisi uygulanmaktadır, bu yöntemler en az nüksü olan tedavi yöntemleridir.
Uygulanacak tedavi yöntemine göre değişmektedir longo tedavisi sonrası çok fazla makat darlığı görülmüşütür. Ancak tecrübeli bir doktor tarafından cerrahi ve doppler yöntemi uygulandığında oldukça düşük bir ihtimaldir.
Tuvalet sonrası ufak kanamalar meydana gelebilir 3-4 hafta arası kanamalar giderek azalıp yok olmaktadır.
Bu son Evre Hemoroidin tedavisinde komplik yöntemler kullanılabilir mutlaka bir gece hastanede yatış olacaktır.
Ortalama 30 dakika ile 1 saat arası sürmektedir.
Oldukça ağrılı olabilir bu yüzden genel anestezi ve ya spinal anestezi tercih edilir.
Uygulanacak tedavi yöntemine göre değişmektedir. Doppler tedavisinde az ağrı veya hiç ağrı olmayabilir fakat cerrahi tedavi sonrası ağrı olmaktadır.
Anal Fissür Tedavisi
İsteğe bağlık olarak lokal yada spinal anestezi uygulanabilir.Fakat kısa süren bir işlem olduğu için hastalarımıza genel anestezi öneriyoruz.
Tedavi sonrası ağrı olmadığı kişi sosyal hayatına ertesi gün devam edebilir.Bir gün dinlenme sonrası iş başı yapabilir.
Geniş bir doku çıkartma tekniği uygulanmaz bu sayede makat darlığı gelişmez.
Tedavi sonrası ilk 1 hafta çok olmamakla birlikte tuvalet sonrası ufak kanamalar olabilir.
Yatış gerektirmeyen basit bir işlem olduğu için hasta aynı gün taburcu olabilir.
Dışkı ve gazı tutmamızı sağlayan aslında dış makat kasımızdır bu tedavide iç makat kasımızın bir kısmı keserek gevşetilir.Dış kasa herhangi bir uygulama yapılmadığı için böyle bir problem ile karşılaşılmaz.
Uzun süren kabızlık, ishal, Crohn hastalığı,sert dışkılama veya ülseratif kolit gibi bağırsak hastalıkları, doğum ve benzeri nedenlere bağlı olarak anal fissür gelişebilmektedir.
İşlem süresi ortalama 15-20 dakika sürmektedir.
Anal Fistül Tedavisi
Lazer fistül tedavisinde fistül iç ağızdan dış ağıza giden yol tespit edilir fistül yolu dediğimiz kanalın içi temizlenerek epital doku yok edilir daha sonra lazer işlemi uygulanarak fistül yolu kapatılır, bu işlem için tekrar etme riski oldukça düşüktür.
Lazer tedavisinde kesme ve dikiş atma uygulaması bulunmaz işlem ortalama 15-20 dakika sürmektedir kolay ve ağrısız bir yöntemdir erken işe dönüş fırsatı vardır kişinin hastanede kalmasına gerek yoktur.
Lazerle fistül tedavisi süre olarak kısa hastanın ağrı hissetmeyeceği ve kanamasının olmayacağı bir işlemdir, şeker tansiyon ve kalp hastalarını olumsuz etkileyecek bir yöntem değildir.Hastanın ilaçlarına devam etmemesi için bir neden yoktur.
Lazer tedavisinde doku çıkarma kesme gibi işlemler olmadığı için darlık problemi yaşanmaz.
Tıpta lazer tedavisine minimal invaziv cerrahi denmektedir, yani kesisiz ve dikişsiz bir yöntemdir.Kesi doku çıkarması ve dikiş atma olmadığı için kanama olmaz.
İşlem süresi 15-20 dakika sürmektedir.Hastalarımız aynı gün taburcu olabilir.
Hemoroid Doppler Ameliyatı
Genellikle hastalar ertesi gün iş veya okul hayatlarına devam edebilirler.Doku çıkartma işlemi olmadığı için ameliyat sonrası 6 saat sonra normal yaşantılarına devam edip gündelik işlerini yapabilirler.
Tedavi süreci sonrası hasta tuvalet alışkanlıklarına ve beslenmesine dikkat ederse tekrarlanmaz.
Doktorun tecrübesi bu konuda çok önemlidir uygulamada herhangi bir problem olmazsa makat darlığı oluşmaz.
Tuvalet sonrası bazen ufak kanamalar meydana gelebilir 1-2 hafta arası kanamalar giderek azalıp yok olmaktadır.
Hastanın genel durumuna veya doktorun tercihine göre değişmektedir aynı gün taburculuk veya bir gece yatış şeklinde olabilir.
Ortalama 30 dakika ile 1 saat arası sürmektedir.
Oldukça ağrılı olabilir bu yüzden genel anestezi ve ya spinal anestezi tercih edilir.
Doppler tedavisinde herhangi bir doku eksizyonu olmadığı için ağrısız bir yöntemdir diyebilir.
Hemoroid Tedavisi
Lazer tedavisinde kesme ve dikiş atma uygulaması bulunmaz işlem ortalama 15-20 dakika sürmektedir kolay ve ağrısız bir yöntemdir hasta normal hayatına aynı gün yada ertesi gün dönebilir.
Lazer hemoroid tedavisinde hemoroid pakesini besleyen venler damarlar yok edilir bu sayede hemoroid pakesi yok olur, damarlar tümüyle yok olduğu için tekrar etme riski oldukça düşüktür.
Lazer tedavisinde doku çıkarma kesme gibi işlemler olmadığı için darlık problemi yaşanmaz.
Tıpta lazer tedavisine minimal invaziv cerrahi denmektedir, yani kesisiz ve dikişsiz bir yöntemdir.Kesi doku çıkarması ve dikiş atma olmadığı için kanama olmaz.
Lazer tedavisinde kesme ve dikiş atma uygulaması bulunmaz işlem ortalama 15-20 dakika sürmektedir kolay ve ağrısız bir yöntemdir erken işe dönüş fırsatı vardır kişinin hastanede kalmasına gerek yoktur.
Hemoroid hastalığı dört evreye ayrılmaktadır bu hastanın hemoroid memelerinin büyüklüğüne göre ayrılır.Hastanın hastalığının evresine göre süre değişkenlik gösterebilir fakat ortalama 15-20 dakika sürer.
Lazer tedavisi lokal anesteziyle yapılabilir, fakat hasta konforu için spinal anestezi yada genel anestezi önermekteyiz.
Dünya çapında lazer tedavisi ağrısız veya en az ağrılı yöntem olarak kabul edilmiştir.Hasta işlem sırasında ve sonrasında ağrı hissetmez,çabuk iyileşir ve erken işe döner.
Hamilelikte hemoroid tedavisinde uygulanacak yöntem minimal invaziv lazer tedavisi olmalıdır bu yöntem ortalama 15-20 dakika sürmektedir kesi ve doku çıkarması yoktur hamile kişi bu yöntemle ağrı hissetmez kanaması olmaz hastaneden erken taburcu olur.Tabi ki kişinin kadın doğum doktorunun onayı ve takibiyle yapılmalıdır.
Hamile kişinin pelvis bölgesinde kan akışının artması ve bebeğinin rahmine yaptığı basınçtan dolayı hemoroid olmaktadır.
Kasık Fıtığı Tedavisi
Ameliyat esnasında kullanılan özel yama biyouyumludur hastada iritasyona neden olmaz.
Bu ameliyat oldukça tecrübe ve birikim isteyen bir ameliyattır.Tecrübeli kişiler tarafından yapılmazsa hastalık nüks edebilir.
Kasık Fıtığı Ameliyatında büyük kesiler yapılmaz bu yüzden kanama gibi riski olmaz.
Hastalarımızın konforu için bir gün hastanede yatmaları yeterlidir.
Ameliyatlarımızı genelde laparoskopik(kapalı) yöntem ile yapmaktayız.Hastanın karın bölgesine açılan üç ufak delik sayesinde ameliyat oldukça ağrısız yada çok az ağrılıdır.
Tek tarafklı kasık fıtığı ameliyatı ortalama bir saat sürmektedir.Çift taraflı kasık fıtığı ise bir buçuk saat sürer.
Kıl Dönmesi Apse Tedavisi (Apse Drenajı)
Yeni oluşan ufak apselerde erken doktora başvurulduğu taktirde antibiyotik ile apse kurutulabilir.
Kıl dönmesi apse tedavisinden sonra hastane yatış gerekmez kişiler günlük yaşantılarına aynı gün devam edip evde istihbarat edebilirler.
Dokunun iyileşmesine bağlı olarak 15-20 gün sonra tedavi gerçekleşmelidir.Size uygun tedavi yönteminizi doktorunuzla görüşmeniz önemlidir.
Kıl dönmesi apse tedavisi sonrası kişiler ertesi gün iş başı yapabilirler.
Apsenin oluşumuna neden olan temel hastalık kıl dönmesinden kaynaklanmaktadır. Apse drenajı sonrası dokunun iyileşmesini 15-20 gün kadar beklenmektedir daha sonrasında size uygun tedavi geciktirilmeden yapılmalıdır aksi taktirde tekrar apse oluşumu gerçekleşebilir.
Kıl dönmesi apse tedavisi apsenin boyutuna göre operasyon süresi değişiklik gösterebilir yaklaşık 15-30 dakika arası sürmektedir.
Apsenin boyutuna göre uygulanacak anestezi yöntemi değişebilir. Genel,spinal yada lokal anestezi ile yöntem yapılabilir.
Apse drenajı kişinin ağrı eşeğine ve uygulanacak anestezi yöntemine bağlı olarak değişmektedir. Genellikle az ağrılı bir yöntemdir.
Kıl dönmesi apse tedavisi sonrası yaranın iyileşmesi beklenmelidir. Aksi taktirde işlem başarısız olup tekrarlanabilir.
Kıl Dönmesi Kristalize Fenol Tedavisi
Kristalize Fenol tedavisi sonrası kanama olmaz Kristalize Fenol kanamayı durdurur işlem sonrası nadir de olsa ufak kanamalar ara ara meydana gelebilir ciddi bir kanama beklenmez.
Kristalize Fenol tedavisi sonrası hastanede kalmak gerekmez aynı gün taburcu olabilirsiniz.
Kristalize Fenol kimsayal bir madde olup ciltte ciddi yanıklar meydana getirebilir.Bu yüzden bu uygulamayı yapacak kişinin oldukça tecrübeli biri olması gerekir aksi takdirde ciddi yanık ve iz olabilir ancak tecrübeli biriyse herhangi bir iz kalmaz.
Hastanın genel durumu ve hastalığın evresine göre değişmektedir. Yaklaşık süre 30 dakika kadardır.
Bu operasyonun başarısına ve hastanın operasyon sonrası temizlik aşamasına bağlı olarak değişebilir.Dikkat edilmediği taktirde bütün tedavilerin nüks ihtimali vardır.
Kristalize Fenol tedavisi genel anestezi gerektirmeden lokal anesteziyle uygulanabilir bir yöntemdir.
Kristalize Fenol tedavisinde doku çıkartma ve dikiş atma gibi yöntemler yoktur bu yüzden az ağrılı bir yöntem veya ağrısız bir yöntem olarak düşünülebilir.
Kristalize Fenol tedavisinin lokal ile uygulanması ve kesme dikiş atma gibi yöntemlerin olmaması gençlerde ve çocuklarda uygulanmasının daha uygun bir tedavi olduğunu göstermektedir.Ancak her evreye uygulanamayabilir.
Kıl Dönmesi Tedavisi
Lazer kıl dönmesi tedavisinde diğer yöntemler gibi kesi açılmaz dikiş atılmaz, ciltte yaralanma olmadığı için iz kalması söz konusu değildir.
Lazer kıl dönmesi tedavisinde hastaya insizyon (kesi) açılmaz,dikiş gerekmez bu yüzden hastada kanama ve enfeksiyon olmaz.
Lazer tedavisinde kesme ve dikiş atma uygulaması bulunmaz işlem ortalama 15-20 dakika sürmektedir kolay ve ağrısız bir yöntemdir erken işe dönüş fırsatı vardır kişinin hastanede kalmasına gerek yoktur.
Lazer kıl dönmesi tedavisi hastanın kıl yuvasının büyüklüğüne göre değişebilir fakat ortalama 15-20 dakika arası sürmektedir.
Lazer tedavisi lokal anesteziyle yapılabilir, fakat hasta konforu için spinal anestezi yada genel anestezi önermekteyiz.
Lazerle kıl dönmesi tedavisi süre olarak kısa hastanın ağrı hissetmeyeceği ve kanamasının olmayacağı bir işlemdir, şeker tansiyon ve kalp hastalarını olumsuz etkileyecek bir yöntem değildir.Hastanın ilaçlarına devam etmemesi için bir neden yoktur.
Lazer kıl dönmesi tedavisinde kıl yuvasının içi ve kötü dokular temizlenerek özel ilaçlarla yıkanır bütün kıllar çıkarıldıktan sonra lazer işlemi uygulanır bu tedavi çok başarılı bir yöntemdir tekrarlama oranı çok düşüktür.
Dünya çapında lazer tedavisi ağrısız veya en az ağrılı yöntem olarak kabul edilmiştir.Hasta işlem sırasında ve sonrasında ağrı hissetmez,çabuk iyileşir ve erken işe döner.
Makat Çatlağı(Anal Fissür) Tedavisi
İsteğe bağlık olarak lokal yada spinal anestezi uygulanabilir.Fakat kısa süren bir işlem olduğu için hastalarımıza genel anestezi öneriyoruz.
Tedavi sonrası ağrı olmadığı kişi sosyal hayatına ertesi gün devam edebilir.Bir gün dinlenme sonrası iş başı yapabilir.
Geniş bir doku çıkartma tekniği uygulanmaz bu sayede makat darlığı gelişmez.
Tedavi sonrası ilk 1 hafta çok olmamakla birlikte tuvalet sonrası ufak kanamalar olabilir.
Yatış gerektirmeyen basit bir işlem olduğu için hasta aynı gün taburcu olabilir.
Uzun süren kabızlık, ishal, Crohn hastalığı,sert dışkılama veya ülseratif kolit gibi bağırsak hastalıkları, doğum ve benzeri nedenlere bağlı olarak Makat Çatlağı gelişebilmektedir.
Dışkı ve gazı tutmamızı sağlayan aslında dış makat kasımızdır bu tedavide iç makat kasımızın bir kısmı keserek gevşetilir.Dış kasa herhangi bir uygulama yapılmadığı için böyle bir problem ile karşılaşılmaz.
İşlem süresi ortalama 15-20 dakika sürmektedir.
Mide Balonu
Mide balonu işlemi olanlar, genellikle hiçbir şey hissetmediklerini, bir kısım ise birkaç gün hafif mide ağrısı çektiklerini söylerler. Durum gerçekte de bu şekilde seyreder.
Mide balonu; mide iç hacminin azalmasına yol açıyor olduğundan, doğrudan etkili olarak kabul edilir. Kişinin mevcut kilosuna bağlı olarak değişmekle birlikte, ortalama 15-20 kilo kaybına ulaşmak mümkün olabilmektedir.
Mide balonu uygulaması endoskopik olarak yapılan işlemdir.Cerrahi bir operasyon olmadığı için hastanede yatış olmaya gerek yoktur. Uygulama sonrasında hastanede 1-2 saat müşahedede kaldıktan sonra kişiler evlerine gönderilir.
Mide balonu uygulamasının ardından birkaç gün mide spazmı, bulantı, kusma yaşamak dışında yaygın bir yan etki söz konusu değildir.
Her hastada olmamaktadır. Bazı hastalarda birkaç günü aşmayan karın ağrısı ve karın ağrısına ek olarak gelişen sindirim zorlaşma etkileri yaşanabilmektedir.
6-12 aylık ayarlanabilir yada yutulabilir balon çeşitleri vardır.Bunlar kişinin ne kadar kilo vermesi gerektiğine göre farklılık gösterebilir.
Mideye yabancı bir madde yerleştirilmiştir ve hem midenin hem de bağışıklık sisteminin bu etkiye karşı bir tepkime vermesi gayet doğaldır. Mide bulantıları ve yer yer kusma şikayetleri genellikle 2–3 gün içerisinde son bulmaktadır.
Mide balonu vücut kitle indeksi 30 ve üzeri olan fazla kilosu olan şişman yada obez bireylere uygulanır.
Mide balonu 16-70 yaş obez yada kilolu bireylere uygulabilir.
Mide balonu uygulamasında herhangi bir kesi söz konusu değildir. Düşük dozlu sedasyon anestezisi altında, ağız yoluyla endoskopik olarak yapılır ve 15-20 dakika kadar sürer. Mide balonu işleminin başlıca avantajı, diğer obezite cerrahisi operasyonlarına göre daha kolay ve hastaya daha az komplikasyon riski taşımasıdır. Uygulama endoskopik olarak yapılır ve her an geri alınabilir.
Rny Gastrik Bypass Ameliyatı
Kilo vermek için yapılan diyetlerin bırakılması sonrasında verilen kiloların ya da daha fazlasının tekrar alınması yani geri gelmesine yoyo etkisi denir.
Rny gastrik bypass sonrası yaklaşık 2-3 gün hastanede yatış yeterli olmaktadır.
Uzun dönem obez olarak yaşamak kalp-damar hastalıkları, yüksek tansiyon, diyabet (şeker hastalığı), uykuda solunum durması, eklem hastalıkları ve bazı kanser türleri gibi birçok hastalığa zemin hazırlamaktadır.
Tüp mide (sleeve gastrektomi) yaklaşık 45dk- 1 saat, RNY Gastrik bypass ise 1,5-2 saat sürmektedir.
Genellikle 18 ile 65 yaş arasında uygulanır. 15-18 yaş aralığında ise ebeveyn izinleri ve çocuk hastalıkları uzmanının oluru ile bu ameliyatlar yapılabilmektedir.
Ameliyat sonrası kaçaklar en sık ilk 5-7. günler arasında görülmekte ve 10. günden sonra çok nadir görülür. Bu nedenle rny gastrik bypass ameliyatı sonrası ilk 1 hafta çok önemlidir.
Obezite ameliyatları sonrası yeni bir beslenme düzenine geçildiği için ilk dönemlerinde protein ve vitamin alımı sınırlı olabileceğinden destek tedavisi gerekmektedir. Rny gastrik bypass ameliyatı sonrası ilk 3 ay multivitamin ve Protein tozu (sporcu gıdası olarak) kullanılmalıdır. Sonrasında rutin kontrollerde eksiklikler varsa yerine koyma şeklinde kullanılabilir.
Sigara ve alkol kullanımının sağlık üzerine genel zararları yanında tüp mide ameliyatı sonrası komplikasyon riskini de artırmaktadır. Alkol ayrıca yüksek kalori içeriği nedeniyle geri kilo alımına neden olmaktadır. Tüm bu nedenlerle ameliyattan 2 ay önce sigaranın bırakılması önerilmektedir. Ameliyat sonrası alkol tüketimi ise ilk 6 ay olmamalı daha sonra sınırlı olması koşuluyla zararlı etkileri göz önüne alınarak kullanılabilir.
Saç dökülmesi herkeste görülmemekle beraber eğer görülür ise ameliyattan sonra 2. ayda başlar ve yaklaşık 3-6 ay kadar devam edebilir. Saç dökülmesinin nedeni sıklıkla beslenme şeklinin değişmesine bağlı geçici vitamin mineral eksikliğidir. Dolayısı ile eksikler yerine konulunca saç dökülmesi düzelmektedir.
Hastaneden çıktıktan yaklaşık 1 hafta sonra hafif yürüyüşler şeklinde sportif aktivitelere başlanabilir. Yürüyüş temposu ve süresi kişinin ameliyattan önceki durumuna bağlı olmak üzere günde 30 dk. ve haftada en az 3 gün yapılmalıdır. Ameliyat sonrası salon egzersizlerine ise 1-1,5 ay sonra başlanabilir ve yine düşük yoğunluklu antrenman ile başlayıp zamanla kuvvet artırımına gidilebilir.
Obezite ameliyatlarından sonra ilk 1-1,5 yıl hızlı kilo kaybı dönemidir ve bu dönemde beslenme düzeni değişir, vitamin ve mineral desteği gerekebilir. Hamilelik de benzer şekilde metabolizmanın hızlandığı, vitamin ve mineral ihtiyaçlarının arttığı bir süreçtir. Bu nedenle ameliyat sonrası erken dönemde hamile kalmak oluşabilecek yetersiz beslenme nedeniyle hem anne hem de bebeğe zarar verebilir.
İlk kontrol 1. haftada yapılmaktadır. Bu sırada varsa dikişler alınır. Daha sonra ilk yıl için 1- 3- 6 ve 12. aylarda, 2. yıl 6 ayda bir ve sonrasında yılda en az bir kez kontrol yapılmaktadır.
Hastaneden taburcu olduktan sonra 2-3 hafta geçtiyse artık deniz ya da havuza girilebilirsiniz.
Ameliyattan çıktıktan 2-6 saat sonra destekli olarak yürümeye başlanır, taburcu olduktan sonra evde kendi günlük ihtiyaçlarını giderecek hale gelirler. Yaklaşık 7-10. günde de ofis tarzı masa başı işlere başlanabilir. Araba kullanımı ise 10. günden sonra uygundur.
Hangi tip obezite ameliyatı olursa olsun diyet ve yaşam tarzına dikkat edilmeyen durumlarda belli oranlarda geri kilo alma riski mevcuttur. Bu risk tüp mide ameliyatı için yaklaşık %30 civarındadır.Bu risk tüp mide ameliyatı için yaklaşık %30 iken RNY Gastrik Bypass ameliyatında bu risk %10-15 dolaylarındadır.
Kaçak olmadığından emin olduktan sonra rny gastrik bypass ameliyatı sonrası ilk gün diyetisyen eşliğinde su ile beslenme başlanmaktadır. Ardından size özel hazırlanan yeni beslenme düzeniniz yani sıvı-püre-katı geçişli diyet yeniden oluşturulmaktadır.
Günümüzde gelişen teknoloji ve artan deneyim sayesinde rny gastrik bypass ameliyatları genel cerrahinin diğer ameliyatlarına (safra kesesi, apandisit gibi) benzer oranlarda risk taşır hale gelmiştir. Obezite tek başına ameliyat riskini artırmaz. Ancak kişide obezitenin yanında ek hastalıkların (şeker, yüksek tansiyon, kalp hastalığı gibi) bulunması durumunda risk artar.
Doktor görüşmesinde ayrıntılı bir muayene yapıldıktan sonra mevcut durumunuzu göz önüne alan detaylı kan tetkikleri, EKG, Solunum fonksiyon testi, ultrasonografi, endoskopi, ilgili hekim görüşleri (Kardiyoloji, Endokrinoloji, Anestezi gibi) alınmaktadır. Tüm bu işlemler 1-2 gün içinde sonuçlandırılır.
Laparoskopik yapıldığı için ağrı sıklıkla ya küçük kesi yerlerinde ya da ameliyat sırasında karın hava ile şişirilmesi nedeniyle gerilen diyafram kası nedeniyle omuzlarda oluşur. Tüm bu ağrılar ağrı kesiciler ile rahatlıkla kontrol altına alınır ve ertesi gün kalmaz.
Obezite’nin tedavisi öncelikle diyet, spor ve yaşam tarzı değişikliği ile alınan fazla kalorinin azaltılması ya da harcanmasının artırılması temeline dayanır. Israrlı denemelere rağmen kilo verilemiyorsa cerrahi tedavi günümüzde kanıtlanmış en etkin tedavi yöntemidir.
Diyet, spor ve yaşam tarzı değişikliği ile fazla kiloların verilerek ideal kiloya ulaşılması ve bu kilonun uzun süre sabit tutulmasındaki başarı oranı yapılan uzun dönem çalışmalarda yaklaşık %2-8 aralığında olduğu görülmektedir. Yani %92-98 oranında tekrar eski kiloya dönme yani nüks riski vardır.
Şeker Hastalığı Tedavisi ve Tip 2 Diyabet
Hastalıkların bir kenara bırakılması durumunda, sağlıklı bireyin dahi sigara içiyor olması; oldukça tehlikeli ve zararlı bir durumdur. Şeker hastaları gibi önemli rahatsızlıklara sahip olan bireylerin sigara tüketiyor olması da oldukça tehlikelidir. Bu yüzden her halükarda sigaradan uzaklaşmanızda fayda var.
Tip 2 Diyabet hastalarından beslenme oldukça önemlidir. Diğer şeker hastalıkları çeşitleri içinde beslenmenin oldukça önemli olduğunu söyleyebiliriz. Beslenmeniz, sizlerin yapısına ve bünyesine göre değişiklik gösterecektir. Bu yüzden beslenme programınızı sizler hazırlamamalısınız. Hekiminize tanışmanız ve hekiminizin sizleri yönlendirmesi çok daha sağlıklı, faydalı olacaktır.
Tip 2 Diyabet hastaları bazı durumlarda farklı ilaçlar kullanabilmektedir. Örneğin küçük bir soğuk algınlığı veya diş rahatsızlığı olabilir. Bu durumlarda şeker hastaları, doktorları ile kullandığı ilaçları ve hastalığı hakkında bilgi vermelidir. Doktorların sizlere verdiği ilaçlar da buna göre şekillenecektir. Bu yüzden bu detayı unutmamanızda sağlığınız açısından ehemmiyet taşımaktadır.
Tip 2 Diyabet belirtilerinizin bulunması durumunda yapmanız gereken ilk nokta; alanında uzman bir hekime görünmenizdir. Bu hususta kendinize teşhis koymaktan çekinmenizi tavsiye ederiz. Sizlere teşhis koyacak bir mercii alanında uzman bir hekimdir.
Tip 2 diyabet ameliyatı sonrası ilk olarak bilinmesi gereken, kilo kaybının ameliyattan hemen sonra başlayacağıdır. İlk ay içerisinde verilmeye başlanan kilo gittikçe belirginleşerek hastaya umut vermektedir. Hasta henüz kilo vermeye başlamamışken bile ilk günden insülin iğneleriyle bağını koparmış sayılır. Daha ilk aydan kilo vermeye başlayan hastanın, sağlık sorunları, psikolojik sorunları ve kendine olan güveni gibi problemleri tümden değişime uğrar ve hasta yepyeni bir hayata gözlerini açar.
Her hastalığın tedavi süreci değişmektedir. Bu sürecin değişmesi hem hastanın yapısıyla alakalı olabilmekte hem de tedavinin şekline göre değişebilmektedir. Bu yüzden net olarak bir süre belirtilmediğini söyleyebiliriz. Ancak uzman doktorunuz ile görüşmenizde sizlere daha detaylı bilgiler verecektir.
Her hastalığın tedavisinin olması gerektiği gibi, Şeker hastalığının da tedavisinin olması gerekmektedir. Tedavi edilmeyen bir hastalık bireyde çeşitli sağlık sorunlarını ortaya çıkarması oldukça muhtemeldir. Bu yüzden profesyonel bir uzman tarafından yönlendirilmesi oldukça önemlidir.
Şeker hastalığı belirtileriniz bulunuyorsa yapmanız gereken ilk iş sağlık kuruluşuna gitmenizdir. Gideceğiniz sağlık kuruluşu ile birlikte gerekli uzmanlar, gerekli açıklamayı tarafınıza paylaşacaktır.
Şeker ameliyatının ardından kendinizi toparlamanız temel olarak sizlerin bünyesine bağlıdır. Elbette hastalığın durumu da oldukça önemlidir. Net olarak bir süre belirlemek mümkün değildir.
Şeker ameliyatları bazı durumlara ve koşullara göre değişebilmektedir. Teknik donanım açısından ve uzman doktor açısından yetersiz olan hastanelerde şeker ameliyatı yapılması beklenmez.
Kendi, kendinize teşhis koymanız mümkün değildir. Şeker hastalığının belirtilerinin olması, Şeker hastası olduğunuz anlamına da gelmemektedir. Sizlere teşhis koyacak tek mercii, alanında uzman bir hekimdir. Bunlar dışında herhangi bir mercii sizlere teşhis koyamaz. Belirtileriniz bulunuyorsa; en yakın sağlık kuruluşuna gitmenizde fayda var.
Şeker ameliyatı olmanızın ardından çeşitli olarak tedavi uygulanmanız gerekecektir. Bu tedavi sürecini ise uzman doktorunuz yönlendirecektir. Hastanın durumuna ve koşuluna göre tedaviler farklılık göstermesi oldukça yüksek ihtimaldir.
Sleeve Gastrectomy
Regardless of the type of obesity surgery, there is a risk of regaining weight at certain rates in cases where diet and lifestyle are not taken into account. This risk is around 30% for sleeve gastrectomy surgery.
2-3 weeks after being discharged from the hospital, you can enter the sea or the pool.
You can start walking with support 2-6 hours after your surgery. After discharge, you will be able to start your own daily needs at home. After about 7-10 days, office-style desk jobs can be started. Driving is appropriate after the 10th day.
The first 1-1.5 years after bariatric surgery is a period of rapid weight loss and during this period the diet changes and vitamin and mineral support may be required. Similarly, pregnancy is a process where metabolism accelerates and vitamin and mineral needs increase. Therefore, getting pregnant in the early postoperative period may harm both the mother and the baby due to malnutrition.
Sports activities in the form of light walks can be started 1 week after leaving the hospital. The pace and duration of walking should be done for 30 minutes a day and at least 3 days a week, depending on the condition of the person before the surgery. After the surgery, salon exercises can be started 1-1.5 months later, and again with low-intensity training, and strength can be increased over time.
After making sure that there is no leakage, feeding with water is started on the first day after sleeve gastrectomy surgery, accompanied by a dietitian. Then, your new diet that is specially prepared for you, that is, the liquid-pure-solid transition diet is reconstituted.
The first control is done in the 1st week. At this time, the stitcs are removed, if any. Then, controls are made at 1-3, 6 and 12 months for the first year, every 6 months for the second year, and once a year thereafter.
After gastric sleeve surgery, hospitalization for 2-3 days is sufficient.
Postoperative leaks are most common in the first 5-7 days and are very rare after the 10th day. For this reason, the first week after sleeve gastrectomy is very important.
Supportive treatment is required after obesity surgeries, as protein and vitamin intake may be limited in the early stages, as a new diet is started. Multivitamin and protein powder (as sports food) should be used for the first 3 months after sleeve gastrectomy surgery.
In addition to the general harms of smoking and alcohol use on health, it also increases the risk of complications after sleeve gastrectomy surgery. Alcohol also causes weight gain due to its high calorie content. For all these reasons, it is recommended to quit smoking 2 months before the surgery. Alcohol consumption after surgery should not be used for the first 6 months, and then it can be used considering its harmful effects, provided that it is limited.
Tüp Mide Ameliyatı
Kilo vermek için yapılan diyetlerin bırakılması sonrasında verilen kiloların ya da daha fazlasının tekrar alınması yani geri gelmesine yoyo etkisi denir.
Ameliyat sonrası kaçaklar en sık ilk 5-7. günler arasında görülmekte ve 10. günden sonra çok nadir görülür. Bu nedenle Tüp Mide ameliyatı sonrası ilk 1 hafta çok önemlidir.
Obezite ameliyatları sonrası yeni bir beslenme düzenine geçildiği için ilk dönemlerinde protein ve vitamin alımı sınırlı olabileceğinden destek tedavisi gerekmektedir. Tüp Mide ameliyatı sonrası ilk 3 ay multivitamin ve Protein tozu (sporcu gıdası olarak) kullanılmalıdır. Sonrasında rutin kontrollerde eksiklikler varsa yerine koyma şeklinde kullanılabilir.
Sigara ve alkol kullanımının sağlık üzerine genel zararları yanında tüp mide ameliyatı sonrası komplikasyon riskini de artırmaktadır. Alkol ayrıca yüksek kalori içeriği nedeniyle geri kilo alımına neden olmaktadır. Tüm bu nedenlerle ameliyattan 2 ay önce sigaranın bırakılması önerilmektedir. Ameliyat sonrası alkol tüketimi ise ilk 6 ay olmamalı daha sonra sınırlı olması koşuluyla zararlı etkileri göz önüne alınarak kullanılabilir.
Saç dökülmesi herkeste görülmemekle beraber eğer görülür ise ameliyattan sonra 2. ayda başlar ve yaklaşık 3-6 ay kadar devam edebilir. Saç dökülmesinin nedeni sıklıkla beslenme şeklinin değişmesine bağlı geçici vitamin mineral eksikliğidir. Dolayısı ile eksikler yerine konulunca saç dökülmesi düzelmektedir.
Hastaneden çıktıktan yaklaşık 1 hafta sonra hafif yürüyüşler şeklinde sportif aktivitelere başlanabilir. Yürüyüş temposu ve süresi kişinin ameliyattan önceki durumuna bağlı olmak üzere günde 30 dk. ve haftada en az 3 gün yapılmalıdır. Ameliyat sonrası salon egzersizlerine ise 1-1,5 ay sonra başlanabilir ve yine düşük yoğunluklu antrenman ile başlayıp zamanla kuvvet artırımına gidilebilir.
Obezite ameliyatlarından sonra ilk 1-1,5 yıl hızlı kilo kaybı dönemidir ve bu dönemde beslenme düzeni değişir, vitamin ve mineral desteği gerekebilir. Hamilelik de benzer şekilde metabolizmanın hızlandığı, vitamin ve mineral ihtiyaçlarının arttığı bir süreçtir. Bu nedenle ameliyat sonrası erken dönemde hamile kalmak oluşabilecek yetersiz beslenme nedeniyle hem anne hem de bebeğe zarar verebilir.
İlk kontrol 1. haftada yapılmaktadır. Bu sırada varsa dikişler alınır. Daha sonra ilk yıl için 1- 3- 6 ve 12. aylarda, 2. yıl 6 ayda bir ve sonrasında yılda en az bir kez kontrol yapılmaktadır.
Tüp mide ameliyatı sonrası yaklaşık 2-3 gün hastanede yatış yeterli olmaktadır.
Hastaneden taburcu olduktan sonra 2-3 hafta geçtiyse artık deniz ya da havuza girilebilirsiniz.
Ameliyattan çıktıktan 2-6 saat sonra destekli olarak yürümeye başlanır, taburcu olduktan sonra evde kendi günlük ihtiyaçlarını giderecek hale gelirler. Yaklaşık 7-10. günde de ofis tarzı masa başı işlere başlanabilir. Araba kullanımı ise 10. günden sonra uygundur.
Hangi tip obezite ameliyatı olursa olsun diyet ve yaşam tarzına dikkat edilmeyen durumlarda belli oranlarda geri kilo alma riski mevcuttur. Bu risk tüp mide ameliyatı için yaklaşık %30 civarındadır.
Kaçak olmadığından emin olduktan sonra tüp mide ameliyatı sonrası ilk gün diyetisyen eşliğinde su ile beslenme başlanmaktadır. Ardından size özel hazırlanan yeni beslenme düzeniniz yani sıvı-püre-katı geçişli diyet yeniden oluşturulmaktadır.
Günümüzde gelişen teknoloji ve artan deneyim sayesinde tüp mide ameliyatları genel cerrahinin diğer ameliyatlarına (safra kesesi, apandisit gibi) benzer oranlarda risk taşır hale gelmiştir. Obezite tek başına ameliyat riskini artırmaz. Ancak kişide obezitenin yanında ek hastalıkların (şeker, yüksek tansiyon, kalp hastalığı gibi) bulunması durumunda risk artar.
Doktor görüşmesinde ayrıntılı bir muayene yapıldıktan sonra mevcut durumunuzu göz önüne alan detaylı kan tetkikleri, EKG, Solunum fonksiyon testi, ultrasonografi, endoskopi, ilgili hekim görüşleri (Kardiyoloji, Endokrinoloji, Anestezi gibi) alınmaktadır. Tüm bu işlemler 1-2 gün içinde sonuçlandırılır.
Uzun dönem obez olarak yaşamak kalp-damar hastalıkları, yüksek tansiyon, diyabet (şeker hastalığı), uykuda solunum durması, eklem hastalıkları ve bazı kanser türleri gibi birçok hastalığa zemin hazırlamaktadır.
Tüp mide (sleeve gastrektomi) yaklaşık 45dk- 1 saat, RNY Gastrik bypass ise 1,5-2 saat sürmektedir.
Genellikle 18 ile 65 yaş arasında uygulanır. 15-18 yaş aralığında ise ebeveyn izinleri ve çocuk hastalıkları uzmanının oluru ile bu ameliyatlar yapılabilmektedir.
Laparoskopik yapıldığı için ağrı sıklıkla ya küçük kesi yerlerinde ya da ameliyat sırasında karın hava ile şişirilmesi nedeniyle gerilen diyafram kası nedeniyle omuzlarda oluşur. Tüm bu ağrılar ağrı kesiciler ile rahatlıkla kontrol altına alınır ve ertesi gün kalmaz.
Obezite’nin tedavisi öncelikle diyet, spor ve yaşam tarzı değişikliği ile alınan fazla kalorinin azaltılması ya da harcanmasının artırılması temeline dayanır. Israrlı denemelere rağmen kilo verilemiyorsa cerrahi tedavi günümüzde kanıtlanmış en etkin tedavi yöntemidir.
Özel cihazlar (stapler/zımba) ile kesilen midede dikiş hatları arasından sızmanın olup olmadığının değerlendirilmesine kaçak testi denir. Ya hava-sıvı testi şeklinde ya da mavi boya (metilen mavisi) ile yapılmaktadır. Kaçak görüldüğünde bu bölge dikişlerle sağlamlaştırılarak risk azaltılmaktadır.
Ameliyata uygun bireylerin öncelikle istekleri göz önüne alınmakla birlikte mevcut ek hastalıkları ve tüm tetkikleri yapıldıktan sonra mide küçültme (tüp mide) ya da bypass ameliyatına karar verilmektedir.
Diyet, spor ve yaşam tarzı değişikliği ile fazla kiloların verilerek ideal kiloya ulaşılması ve bu kilonun uzun süre sabit tutulmasındaki başarı oranı yapılan uzun dönem çalışmalarda yaklaşık %2-8 aralığında olduğu görülmektedir. Yani %92-98 oranında tekrar eski kiloya dönme yani nüks riski vardır.